Tahsin Bey

Benden bana # 3: Günler yakında bitecek

Benden Bana #3 - Günler Yakında Bitecek

Benden Bana #3 - Günler Yakında Bitecek

Bu yazıyı yazmak için yaptığım anlamsız hazırlıkları gören olsa nasıl açıklardım acaba. Bu defa notlar aldım başlıklar halinde, yazıda nelerden bahsedeceğimi klavye başına geçmeden önce hazırladım, nasıl gelişme ama, ulan harikayım ya. Yazıyı yazarken fonda çalmaya devam eden playlist için buraya tıklayabilirsin belki psikolojimi daha iyi anlarsın ey okur, part part gidicez, doldurduysak başlıyoruz 🍻

:)

2,5 – 3 yıl evvel eski ofiste bir arkadaşım balık hediye etmişti, Piksel koyduk adını hatta PikselBey de adını balığımızdan alıyor-du. Yemini suyunu eksik etmedim, evde yalnız kalmadı, ben askerdeyken bile annem ilgilenmiş sağolsun. Hatta yeğenim Barış, acıkmıştır diye bir somun ekmek sokmuş Pikselin fanusuna. Korona var, Piksel de kovid kapmasın diye dezenfektan sıkmış suyuna, düşünceli çocuk. Yine de bir şekilde ayakta kalmayı başaran Piksel’i alkışlıyoruz 👏 O kadar çile çektiği halde ölmeyen balık, mafffffoluşumuzun hemen arkasından fanusundan atlayarak intihar etti. Suyunu da o kadar çok koymam, her zamanki kadar koymuştum, neye dayanamadı acaba çok merak ediyorum. Huzur içinde yat Piksel, en kısa zamanda görüşürüz umarım.

Asıl askerlik şimdi başlayacak ehi ehi” dayılarını görmedim hiç, çünkü güller üzerinde yürüyeceğiz sandığımdan ofisinin kapılarını açan NeriBran korudu bu laflardan sağolsun. Kazandığım para yetiyor diye grafik & tasarım işi almadım bir süre, bilgisayardan uzaklaştığımı farkedince birkaç logo işi ve harddiskten veri kurtarma işine bulaştım. Freelance olarak ne yapmak istediğime tam karar veremeden her işi yapmaya çalışırken hiçbir şey yapamamaya başladım. Bu kararsızlık sürerken işe koyulmaya karar verdim sonra, Xiaomi Mi 9T telefonumla klip çektim bi arkadaşım için, kurguladım, bir başka arkadaşımın çekmediğim klibini de kurguladım, renklendirdim, diğer arkadaşlarımın çıkarmış oldukları parçalara coverlar hazırladım, aldatıldığından emin bir adamın silinmiş kamera kayıtlarını kurtarmayı da becerdim.

Böyle böyle kendimi toparlamaya bile başlıyordum yavaş yavaş. Bazı planlar yapıp daha az hatırlamaya çalışıyordum. Her akşam bilfiil yürüyüşe çıkmak gibi, her gün bi’ komedi programı film dizi vs. izlemek gibi, çizim çalışmak gibi falan.

https://twitter.com/tahsingibi/status/1320437979199033345

Tüm bu serüven devam ederken çalıştığım ofiste depreme yakalandık, depremde yıkılan Rıza Bey apartmanıyla aramızda iki sokak vardı. Sonrasında işhanımızın yıkım kararı çıkınca home office çalışmak için bilgisayarları düzenledim…

…derken evden çalışma niyetiyle evrakları kapıp eve geldiğim gece ağrılarımdan uyuyamadım. Ertesi sabah hastane aciline götürüldük annemle birlikte, tam doğum günümde de Kovid Pozitif olduğumuzu öğrendik, doğum günü pastası yiyemedim lan amınakoyim! Filyasyon ekibi eve geldiğinde de öğrendik ki evde herkes pozitif. Hastalık gerçekten fenaymış, okuduklarım doğru mu bilmiyorum ama hastalık süresince gördüklerim kesinlikle doğru olduğunu gösteriyor, IQ’da 8-9’luk bir düşüş yaşatıyormuş, tat-koku yok. Bi’ gece sigara yakayım dedim, sigara içmenin nefes almaktan farkı yoktu amk nasıl bir hastalıksa sigara içiyorum ne kokusu ne yanma hissi ne etkisi. İçmeye devam edersem ben farketmeden beni daha kötü yapacağından geri söndürdüm. Ailecek negatife döndüğümüzü de birkaç gün evvel öğrendik şükür fakat ağrılar devam ediyor hala, doktor pinokyoluk yapmıyosa 1 ay daha çekecekmişiz, skym.

Bir felaketin acısını sindiremeden başka bir felaketle sürpriz üstüne sürpriz yapıyor nasıl bi’ yılsa amınakoyim. Askerlik bitti, hayal ettiğimiz hayatın planlarını yaparken ummadık bir ayrılık geliyo, toparlayayım diye aylarca her gün alkole koşuyosun, bi’ deprem onlarca insanı canından, bi o kadar insanı evinden, işinden ediyo, hadi işleri yoluna koyalım çözüm üretelim derken kovid yakalıyo. Daha ne olur gibi bi’ merakım yok fakat zaten varoluşumdan memnun değilken neden öldürmeyip süründüren bi’ hayat yaşıyom, bunu merak ediyorum.

Olumlu şeylerden bahsetmeyi gerçekten çok isterim. Felaket tellalı gibi hep kötü haberlerle geliyorum ama iyi şeyleri anlatmaktansa şikayet edilecek konuları seçmek daha çok rahatlatıyo insanı. Hem iki yazıda güzel şeylerden bahsettik nazar mı değdirdi aranızdan bazıları n’aptı anlamadım amk. Neyse, kendini suçlu hissetme, benim hayatla anlaşmam bu. Ben güzel şeyler diledikçe kötü şeyler yaşayacağım, bunun farkındayım ve lehime çevirecek yollar arıyorum.

Yakın gelecekte blogla alakalı standart gelişmeler olacak. Henüz kodlamaya başlamadım ama blog için yeni tasarım var aklımda. Cem Güventürk’ten imzalı Öyküler kitabını inceleyeceğiz hep birlikte, kendisinin de izniyle kitaptan birkaç alıntı görsel de göreceğiz burada. Hepsiburada & HepsiJET rezaletinden de bahsedeceğiz, günümüzde onca güzel film varken en aşağı 10 yıllık veya daha eski filmleri dizileri izleyip inceleyeceğiz yine. Yavaştan sona bağlayalım, ümitli, güzel şeyler söylemek isterdim ama…

Günden güne kötüye gitmeler insanın güzel günlere özlemini kabartıyo farkındayım, fakat;

güzel günler gelmeyecek, günler yakında bitecek.

Sevgiler 🍻

Exit mobile version