Tahsin Bey

Gece Yarısı Saçmalamacaları # 1

Gece Yarısı Saçmalamacaları 1

Birkaç yazı evvel başlık bulamadığım yazıları bir çatı altında seri halinde toplamak için başlık önerisi istemiştim, öneri istiyor olmama rağmen kendi bildiğimi yaparım, huyum kurusun.

Epeydir uğramak istesem de uğrayamıyordum blogun yönetim paneline. 1 ayı geçmiş son yazıyı yazalı, halbuki kendimle anlaşmam vardı, ayda en az 3 yazı yazacaktım bloga.

Bu sefer durumlar iyi. Bloga uğramayışımın, asosyalliğin dibine vuruşumun, alkolü ve zihnimi boşa meşgul edecek her şeyi siktir edişimin tek sebebi yaz okuluydu. Yazılı ya da sözlü kural koymamıştım kendime “şunlardan uzak dur!” diye ama zamanla kendi kendine bir kural haline geldi bu durum. 5 yıldır 9 Eylül Üniversitesi Elektronik Haberleşme (2 yıllık) bölümünü bitirmeye uğraşıyorum. Kendi gerizekalılığımdan ve birkaç çevre etkenden ötürü uzadıkça uzuyordu. Evde, ofiste ve en önemlisi kendi içimde büyük sorun teşkil etmeye başladı artık bu durum. 2 dersim kalmıştı. Evet, biri matematik, diğeri de mesleki ders analog elektronik. Yıl içerisinde gösterdiğim çabanın 2 katının 3 fazlasının kübü kadar gayret gösterip matematikten DD ile, analog elektronikten BA ile geçmeyi başardım. Geriye 5 yıldır “lan tamam bu sene yaparız amk” diye diye ertelediğim 30 günlük bi’ staj kaldı. Onu da yapıp staj dosyasını teslim edince “üniversite mezunuyum” demek dışında pek de bi numarası olmayan kağıt parçasını almaya hak kazanıcam. “..ee okul n’oldu?” sorusunu aldığımda “dersleri verdim, staj kaldı, sonra mezunum” diyorum, “mezunum” kelimesi ağzımdan çıkınca tüylerim ürperiyor, gözlerim kararıyor. Bünye alışık değil tabi. Bir de mezuniyet töreni karmaşası var. Bir yanım “git” diyor, bir yanım “saçmalama aq hangi yüzle?“.. Ve tabi “git” diyeni dinleyemiyorum, diğeri daha ağır basıyor, ki haklı da. Şimdi matematiği ele alıp mantıklı bi’ düşünelim. 5 yıldır kaldığım matematik dersine girip yılda yalnızca 1 konu öğrensem geçen yıl AA ile vermiş olmam lazımdı bu dersi, ama ben 5.yılımda bile DD ile anca geçtim, hem de yaz okulunda. Durum böyleyken o mezuniyet törenine hangi sıfatla gideyim? Yüzü kızarır insanın. Cübbeyle birkaç foto çektiririm, tamamdır. O da kendim için değil, evdekiler “olsun olm bulunsun evde” derler diye.

Yaz okulu nanesini atlatana kadar her şeye ara vermiştim, buna kitap okumak bile dahildi. Yaz okulunun başarı ile bitmesine en çok da artık rahat rahat kitap okuyabileceğim için seviniyorum çünkü henüz 45.sayfasındayken bırakmak zorunda kaldığım Liseden Arkadaşlar’ı rahatça okuyabileceğim. En son Ramazan Bayramı’nda tatile giderken okuyabildim, sonra yüzüne bakamadım kitabın. Ki şunu söyleyebilirim, henüz 45.sayfasındayken kitabın tamamının güzel çıkacağına kefil olabilirim, ben bi’ kitabı okurken bu kadar güldüğümü hatırlamıyorum. Alıntı yapmayacağım, inceleme yazısında tüm detaylara değinmeyi düşünüyorum, alıntıları da inceleme yazısına saklayacağım.

Bir diğer gelişme caağnım blogumla alakalı. Elimiz kod yazabiliyor ve logo tasarlayabiliyorken blog için aynı düzende yeni bir tema yapmak gibi bir niyetim var. Bu temanın nesi var? Nesi yok ki… Tema gerçekten efsane, toz kondurmam yalnız temaya entegreli olarak kullanılması gereken eklentiler var, php kodlar üzerinde yapılacak düzenlemelerin her daim yedeklenmesi gerekiyor çünkü güncelleme geldikçe varolan dosyalar değişecek, üstelik logo kısmıyla alakalı ciddi sıkıntılarım var. Terzi kendi söküğünü dikemez sözü durumun birebir özeti. Hiçbir şekilde beğenemiyorum kendime hazırladığım logoyu, yüz kişiye soruyorum, 99u “tamamdır” dese de birisi bile “olmamış” dediğinde logo.psd > shift+delete > enter. O yüzden yeni geçeceğim tasarımda yine fikir değiştirmezsem logo olarak sadece vektörelimi göreceksiniz, kafamı yani. Umarım hazırlamam gereken diğer siteleri bir an evvel bitiririm de kendi temama çabucak kavuşurum.

Bunlar dışında kafamda başka işler var. Bir youtube kanalı açmak gibi, gel gelelim yapacağım iş youtuberlık olmayacak. Yazdığım bazı biralife tipi blogları tipografik video oluşturarak ve kirli paslı efektlerle boğulu saçma arka plan müzikleri hazırlayarak sunacağım başka bir mecra olacak bu kanal. Açmak da demeyelim de evirmek diyelim, şuan halihazırda birkaç video içeren bir kanalım var, blog yazılarına eklediğim videoları yüklemek için kullanıyordum, bu iş için kullanmayı düşünüyorum artık. Ayrıca biralife’ı da özlemedim değil, onu da yeniden açmayı düşünüyorum. Kendimi aşayım, oraya yazacağıma buraya yazayım dedim de o iş öyle olmuyormuş, ikinci bir blog gerçekten lazım oluyor.

Bu gecelik bu kadar, kahvenin sonuna geldik. Bir ricam olacak. Yazmak istediğim ve gerçekten hemen hemen tüm blog yazarlarının da fikrini merak ettiğim bir konu var, konunun temeli “olmadığın biri gibi davranmak“… Bu konuyu benden evvel birkaç blog yazarı da ele alsa, bir mim başlasa da üstüne koya koya şu konuyu bi’ etraflıca ele alsak, olmadığı biri gibi davranan arkadaşlara da güzelce mesajımızı versek de içimiz rahatlasa ya? Nasıl olur?

Görüşürüz!

Exit mobile version