Gece Yarısı Saçmalamacaları # 1

Gece Yarısı Saçmalamacaları # 1

Kahve Arası12 Ağustos 201714 Yorum

Birkaç yazı evvel başlık bulamadığım yazıları bir çatı altında seri halinde toplamak için başlık önerisi istemiştim, öneri istiyor olmama rağmen kendi bildiğimi yaparım, huyum kurusun.

Epeydir uğramak istesem de uğrayamıyordum blogun yönetim paneline. 1 ayı geçmiş son yazıyı yazalı, halbuki kendimle anlaşmam vardı, ayda en az 3 yazı yazacaktım bloga.

Bu sefer durumlar iyi. Bloga uğramayışımın, asosyalliğin dibine vuruşumun, alkolü ve zihnimi boşa meşgul edecek her şeyi siktir edişimin tek sebebi yaz okuluydu. Yazılı ya da sözlü kural koymamıştım kendime “şunlardan uzak dur!” diye ama zamanla kendi kendine bir kural haline geldi bu durum. 5 yıldır 9 Eylül Üniversitesi Elektronik Haberleşme (2 yıllık) bölümünü bitirmeye uğraşıyorum. Kendi gerizekalılığımdan ve birkaç çevre etkenden ötürü uzadıkça uzuyordu. Evde, ofiste ve en önemlisi kendi içimde büyük sorun teşkil etmeye başladı artık bu durum. 2 dersim kalmıştı. Evet, biri matematik, diğeri de mesleki ders analog elektronik. Yıl içerisinde gösterdiğim çabanın 2 katının 3 fazlasının kübü kadar gayret gösterip matematikten DD ile, analog elektronikten BA ile geçmeyi başardım. Geriye 5 yıldır “lan tamam bu sene yaparız amk” diye diye ertelediğim 30 günlük bi’ staj kaldı. Onu da yapıp staj dosyasını teslim edince “üniversite mezunuyum” demek dışında pek de bi numarası olmayan kağıt parçasını almaya hak kazanıcam. “..ee okul n’oldu?” sorusunu aldığımda “dersleri verdim, staj kaldı, sonra mezunum” diyorum, “mezunum” kelimesi ağzımdan çıkınca tüylerim ürperiyor, gözlerim kararıyor. Bünye alışık değil tabi. Bir de mezuniyet töreni karmaşası var. Bir yanım “git” diyor, bir yanım “saçmalama aq hangi yüzle?“.. Ve tabi “git” diyeni dinleyemiyorum, diğeri daha ağır basıyor, ki haklı da. Şimdi matematiği ele alıp mantıklı bi’ düşünelim. 5 yıldır kaldığım matematik dersine girip yılda yalnızca 1 konu öğrensem geçen yıl AA ile vermiş olmam lazımdı bu dersi, ama ben 5.yılımda bile DD ile anca geçtim, hem de yaz okulunda. Durum böyleyken o mezuniyet törenine hangi sıfatla gideyim? Yüzü kızarır insanın. Cübbeyle birkaç foto çektiririm, tamamdır. O da kendim için değil, evdekiler “olsun olm bulunsun evde” derler diye.

Yaz okulu nanesini atlatana kadar her şeye ara vermiştim, buna kitap okumak bile dahildi. Yaz okulunun başarı ile bitmesine en çok da artık rahat rahat kitap okuyabileceğim için seviniyorum çünkü henüz 45.sayfasındayken bırakmak zorunda kaldığım Liseden Arkadaşlar’ı rahatça okuyabileceğim. En son Ramazan Bayramı’nda tatile giderken okuyabildim, sonra yüzüne bakamadım kitabın. Ki şunu söyleyebilirim, henüz 45.sayfasındayken kitabın tamamının güzel çıkacağına kefil olabilirim, ben bi’ kitabı okurken bu kadar güldüğümü hatırlamıyorum. Alıntı yapmayacağım, inceleme yazısında tüm detaylara değinmeyi düşünüyorum, alıntıları da inceleme yazısına saklayacağım.

Bir diğer gelişme caağnım blogumla alakalı. Elimiz kod yazabiliyor ve logo tasarlayabiliyorken blog için aynı düzende yeni bir tema yapmak gibi bir niyetim var. Bu temanın nesi var? Nesi yok ki… Tema gerçekten efsane, toz kondurmam yalnız temaya entegreli olarak kullanılması gereken eklentiler var, php kodlar üzerinde yapılacak düzenlemelerin her daim yedeklenmesi gerekiyor çünkü güncelleme geldikçe varolan dosyalar değişecek, üstelik logo kısmıyla alakalı ciddi sıkıntılarım var. Terzi kendi söküğünü dikemez sözü durumun birebir özeti. Hiçbir şekilde beğenemiyorum kendime hazırladığım logoyu, yüz kişiye soruyorum, 99u “tamamdır” dese de birisi bile “olmamış” dediğinde logo.psd > shift+delete > enter. O yüzden yeni geçeceğim tasarımda yine fikir değiştirmezsem logo olarak sadece vektörelimi göreceksiniz, kafamı yani. Umarım hazırlamam gereken diğer siteleri bir an evvel bitiririm de kendi temama çabucak kavuşurum.

Bunlar dışında kafamda başka işler var. Bir youtube kanalı açmak gibi, gel gelelim yapacağım iş youtuberlık olmayacak. Yazdığım bazı biralife tipi blogları tipografik video oluşturarak ve kirli paslı efektlerle boğulu saçma arka plan müzikleri hazırlayarak sunacağım başka bir mecra olacak bu kanal. Açmak da demeyelim de evirmek diyelim, şuan halihazırda birkaç video içeren bir kanalım var, blog yazılarına eklediğim videoları yüklemek için kullanıyordum, bu iş için kullanmayı düşünüyorum artık. Ayrıca biralife’ı da özlemedim değil, onu da yeniden açmayı düşünüyorum. Kendimi aşayım, oraya yazacağıma buraya yazayım dedim de o iş öyle olmuyormuş, ikinci bir blog gerçekten lazım oluyor.

Bu gecelik bu kadar, kahvenin sonuna geldik. Bir ricam olacak. Yazmak istediğim ve gerçekten hemen hemen tüm blog yazarlarının da fikrini merak ettiğim bir konu var, konunun temeli “olmadığın biri gibi davranmak“… Bu konuyu benden evvel birkaç blog yazarı da ele alsa, bir mim başlasa da üstüne koya koya şu konuyu bi’ etraflıca ele alsak, olmadığı biri gibi davranan arkadaşlara da güzelce mesajımızı versek de içimiz rahatlasa ya? Nasıl olur?

Görüşürüz!

“Gece Yarısı Saçmalamacaları # 1” için 14 yanıt

  1. Lacivert dedi ki:

    Mezuniyet için diyorum, ailen istiyorsa git. Yoksa hiçbirimiz o kepi fırlatmaya meraklı değiliz ki.

    • Tahsin S. dedi ki:

      O konuda kafam karışık da dediğin gibi olacak sanırım hacım, bakalım. Ayrıca diğer konudaki fikrini de merak ediyorum bu arada. İlgini çekerse blogundan okumak isterim.

  2. Uzun bir aradan sonra blog yazını okumak güzeldi Tahsin. Senin adına sevindim. Artık mezun sayılırsın. Olmadığı biri gibi davranmak konusu oldukça güzel. Sanırım herkesin bu konu hakkında söyleyecekleri vardır. Okulda bittiğine göre daha sık yazman dileğiyle. Yeni yazılarında görüşürüz.

  3. Bilal" dedi ki:

    Yazı iyi güzeldi son zamanlarda neler yaptığından haberdar olduk da böyle bir konuya “canım kardeşim film müziği” eklemek neden be canım kardeşim? Sebepsiz ağlatacaksın abini :(..

    • Tahsin S. dedi ki:

      Filmi çok seviyorum abi, filmin adını görmek bile gözlerimi doldurmaya yetiyo hatta kimi zaman da müziğini ayrı bi seviyorum ki Radio Mocas da epey güzel coverlamış.

  4. Ahmet Bilmez dedi ki:

    Uzun zaman sonra tekrardan blog yazını okumak oldukça keyifliydi abi. Mezuniyet töreni kimi için önemli kimi için önemsiz, ha aile istiyorsa o ayrı ama içinden gelmiyorsa bir anlamı olmaz zaten. Temaya gelirsek, abi ben bu kullandığın temaya bayılıyorum. Tamamiyle kusursuz bir tema, her şeyiyle 10 numara 5 yıldız. Olmadığın biri gibi davranmak… Herkesin içinden birkaç şey dökülür bu konuyla alakalı. Görüşmek üzere abi.

    • Tahsin S. dedi ki:

      Blogunda bu konuya yer verip kuyuya bi taş atarsan ben de çıkarmaya çalışırım kardeşim, görüşelim

  5. Mustafa dedi ki:

    Tahsin reyiz bende geçen yıl bilgisayar programcılı (2 yıllık) bölümünden mezun oldum. staj falanda yaptım okul bitti. Dgs sınavına girdim perişan oldum çıktım. Yani dgs den pek ümidim yok. Bende mezuniyet törenine bile bile kendi isteğim ile gitmedim. Tören falan saçma geldi bana. “Gidipte ne yapacam amk , 2.33 ortalama ile zar zor mezun oldum zaten” dedim. Cübbeli fotoğrafım falanda yok yani. (olmasa da olur aq, zaten tarzım değil öyle şeyler) Siktir et.

    Şimdi artık okul falanda yok. mezun şekilde kaldım ortada. Şimdi ben bilgisayar programcısımı oldum yani ? Ne olacak şimdi ? … Bende çok uzun zamandır youtube kanalı açmayı düşünüyorum. Ama vlog falan çeken youtuberlardan değil de oyun videosu çekengillerden olmak istiyorum. Ama bir türlü başlayamıyorum. İleri bir tarihe erteledim yani…

    Az önce senin bloga girmeden önce internetten biraz araştırdım da ; sence aöf de 4 yıllık felsefe okusam mı ? Hiç değilse “okuyom ben yaaa ” derim. Fenamı olur. Ygs’den 180 barajını geçmek yeterli. Bu yıl ygs ye girip barajı geçip, kayıt yapıp aöf de lisans olarak felsefe okusak mı ? Senin fikrin nedir ?

    • Tahsin S. dedi ki:

      Mezuniyetin sonrası kararsızlık aşaması çok uzun sürerse hemen arkasından boşluğa düşüyor insan, ne yapılacağı/ne yapılmayacağı hakkında pek fikir sahibi değilim ama ben de aynen öyle “nolcak şimdi aq?” kafasındayım bir süredir.

      Felsefe, psikoloji gibi alanlar istiyorum aslında da açıköğretimin bu dallarda çok yeterli gelmeyeceğini düşündüğümden önümüzdeki yıl web tasarım falan okumak istiyorum aöften. Ayrıca bildiğim kadarıyla ygs şart değil aöf için eğer diploman varsa. Bi araştır bence.

  6. Babacım şimdi sen biriktirdiğin için çok sayıda konuyu harmanlayıp yazmışsın ya; ha işte ondan dolayı hangi kısmına yorum yapacağımı şaşırdım ama şükür ki sadece saçlarıma veda ettim, kafam yerinde duruyor :)

    Bence kep falan hikaye, ailen istese bile bir anlamı yok. Benim var, ailem bir kere bile dönüp bakmamıştır.
    Tema değiştirme konusuna ben hiçbir şey diyemem çünkü biliyorsun ben halen o konuda dikiş tutturmuş değilim. Umarım yıllarca dokunmadan kullanacağım bir tema ben de bulurum.
    Youtube olayına gelince, mutlaka gir bu işe ama blogu aksatmamaya çalış. Orası da farklı bir disiplin, keyifli ve reaksiyonlar daha çabuk oluyor.

    Mim olayının sorusunu tam çözemedim ama biri başlatırsa vagon olurum. Lokomotif olamayacak kadar yaşlıyım :)

    • Tahsin S. dedi ki:

      Ziyaretin ve yorumların için teşekkür ediyorum abi :)
      Youtube olayı zaten klasik youtuberlık olmayacak. Sevdiğim blog yazılarını After FX ve türevleriyle kendimce hoş videolar halinde Youtube’a sunucam, blogu asla boşlamam da diyemiyorum ayda yılda 1 yazı yazabiliyorum zaten :)

      Mimin konusunu şöyle açıklayayım abi; manavsın ama avm müdürü gibi davranıyorsun. hıyar satıyorsun ama “havyarım var!” diyorsun. Öyle bir şey :)

  7. Mustafa CAMBAZ dedi ki:

    Kardeşim çok güzel saçmalamışsın bence be bir solukta okudum vallahi :D

  8. Levent dedi ki:

    Güzel ve sürekleyici bir yazı olmuş. Genel olarak sitenizde çok başarılı tebrik ederim.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir