Tahsin Bey

Nerelerdeyim..

Bu sefer de bahanelerin arkasına sığınmak istemiyorum, yazamıyorum. Gerçekten yazamıyorum, yazmak istiyorum aslında ama yazının bir yerinden sonra “kim okuyacak lan bunu” diyip geri çöp kutusuna, oradan da kalıcı olarak..

Bu sefer gerçekten kişisel karalamak istiyorum. Önce burayı neden boşladığımdan bahsedeyim.

Aslında bunun belirli bir sebebi yok, birden fazla. Biz bi sözlük kurduk, Sezer abinin hayali, blog sözlük. Sözlük oturana kadar boşta kaldığım neredeyse her anımı sözlükte geçirdim. Hatrı sayılır sayıda üyemiz var şuan, günlük girilen entry sayısı da güzel sayılır. E haliyle yaptığımız işler rayında gitmeye başlayınca bende sukoyuvermeler başlıyor. Bi’yerden sonra sözlüğü de boşlamaya başladım..

Sonrasında sözlüğün radyo yayınları başladı. Maksimum 3 gün arayla mixlr.com üzerinden skype aracılığıyla radyo geceleri düzenledik. Yayın maksimum 3 saat sürebiliyor bizim imkanlarımız dolayısıyla ama 3 saatlik yayın gerçekleşebilsin diye biz yayın öncesi-yayın-yayın sonrası şeklinde toplam 5 saatimizi harcıyoruz. Haliyle yazma hevesi olsa da, konu belli olsa da sözlük yayınları eğlenceli geçtiğinden yayına odaklanıyoruz.. Yayını takip etmek isteyenler buraya, yaptığımız yayınları dinlemek isteyenler de buraya tıklayabilir.

Bir diğer bahanem hazırladığım blog scriptim. Şuan sadece biralife.com üzerinde kullanıyorum ama bu yazının devamında belirteceğim sebeplerden ötürü kapanacak orası. Scriptten bahsedeyim. Tayfun’un hazırladığı BBSY derslerinden faydalanarak bir blog scripti yapmaya çalışıyorum. Daha fazla ilgilenebilsem daha güzel şeyler çıkacak ortaya ama malesef olmuyor.

Bunların dışında yazamamam konusunda en geçerli bahanemse yaz ayları. Ofisten çıkıp eve gelmem, yemek yememle saat 21:00 oluyor. Sonra duş alıp bilgisayar başına geçmem 22:00.. O saatten sonra Leyla ile Mecnun izliyorum, bilgisayarın saatini kuruyorum, uyuyana kadar izlemeye devam. Aslında büyük bir nimeti elimizin tersiyle itiyoruz blog yazmayarak. Tartışmaya kapalı bir şekilde gerçekten rahatlatıyor blog yazmak.

Neyse, bahanelerimden daha fazla bahsetmek istemiyorum, bunun yerine kişisel ve bolkafeinsel değişikliklerimden bahsedeyim.

PHP öğrenmeye başladım.

Bundan 3 paragraf önce de bahsettiğim biralife.com sitem üzerinden öğrenmeye çalışıyorum PHP’yi. Gerek Tayfun’un dersleri, gerek internetteki diğer kaynaklar buna çok yardımcı oluyor ama hiçbir işe en temelinden başlamam. Hep tam göbeğinden girerim ki asla işin mantığını tamamiyle anlayıp başarılı olamayayım. Olayım bu, huyum kurusun.

Şiir sevmeye başladım.

Şimdi bu satırları yazıyorum diye şiirseverler tarafından taşlanabilirim ama bu bi gerçek: şiirleri samimi bulmuyorum. Genelde aşk üzerine yazılmış şeyler sonuçta ve gerçekten aşık bir insanın kafiyeyle işi olmayacağını, kalemine ne geliyorsa yazacağını düşünüyorum. Bu nedenle uzak duruyordum şiirlerden pek sevdiğim söylenemezdi, yeni yeni yakınlaşmaya başladım sebep olanlar sağolsun. Gerçekten samimi bir şiir dinlemek isteyen olursa da;

Kitap okuma hevesim yeniden canlanıyor.

Hangi yazımda bahsettiğimi hatırlayamadım şuan, Behzat Ç.’nin tüm sezonlarını, tüm sinema filmlerini ve vodafone aracılığıyla hazırlanan tüm cep dizilerini izledikten sonra atladığım bazı şeyler olduğunu farkettim. Kitabı.. Emrah Serbes’in Her Temas İz Bırakır kibatına başladım. Dizisinden daha samimi gelmeye başladı. Çünkü orada her şey daha detaylı, daha sürükleyici geliyor (daha kitabın 40.sayfasındayım amk). Kitabı her fırsatta okumak istiyorum.

Mikrofon aldım.

Dönemin eski rapçilerinden sayılırım. 2007 2008 yıllarında meraklanmıştım rap müziğe. Hatta 2011 yılına kadar salak salak kayıtlar alıp yayınladığım da oldu. Sonrasında yapamadığımı, üstelememem gerektiğini ve sadece yapmak isteyen arkadaşlara yardımcı olsam daha hayırlı olacağımı düşündüğümden elimi eteğimi çektim oralardan da. Ee mikrofonu neden aldım? Söylediğim gibi blog sözlük radyo yayınlarını skype üzerinden bağlanarak yapıyorduk ve sesim gerçekten çok derinden ve kötü geliyordu zaman zaman. Bir sebebi bunun önüne geçebilmek için. Bir diğer sebebi de eğlence amaçlı kendi çapımda coverlar(rap değil, sakin:) yapıp sadece kendi dinleyeceğim müzikler üretmek. Paylaşır mıyım? Gerçekten hoşuma giderse paylaşırım tabi.

Kişisel yazmaya devam etmeliyim.

Geçen bir whatsapp sohbeti üzerine eski blogum tahsinsungur.com’u kurcalamaya başladım. 2013 yazılarıma ulaştım ve o dönemde gerçekten teknik içeriklerden uzak durup kişisel yazabildiğim için şuan kendimi takdir ettim. Çoğu saçma konulardı evet, ama kişisel blog amacıyla açılıp açıldığı amaç doğrultusunda ilerlemişti. Orayı takip edip, kapanınca burayı da takibe alan arkadaşların dikkatini illaki çekmiştir, buradaki yazılar daha teknik, biraz daha özenli. Haliyle biraz daha samimiyetsiz. Çünkü buraya yazarken bazen oluyor, küfür kullanıyorum ve siliyorum. Bazen gerçekten sokak ağzıyla yazıyorum ve bunun okuyana saygısızlık olacağını düşündüğümden yazıyı olduğu gibi çöp kutusuna atıyorum. Bu böyle devam ederken bi’yerden sonra “ulan zaten yazdığını yayınlamıyorsun, bırak yazma bari” şeklinde yazacağım konuyu bile bir kenara bırakıyorum. Ama artık öyle olmayacak. Şartlı kişisel yazı serileri hazırlayıp bunu sürdürmeyi düşünüyorum. Serinin adında “haftalık” kelimesi geçerse belki zorunda hissederim kendimi, yazarım, inşallah.

Çayı sevmeye başladım.

Aslında belki daha önceden içsem daha önceden severdim. Şu yaşıma kadar içtiğim çay sayısı küçük 2 demliği geçmez. Gerekçesi uykusuzluktan ötürü kahve düşkünlüğümdü. Yani bolkafein aslında kafeine aşkından değil, kafeine muhtaçlığından bolkafein biraz da.

Biralife değilim.

Bi’dönem çok sık (şuan kafeinden daha sık) bira tükettiğimden ve o dönem biraz anonim olma çabamdan ötürü kendime biralife ismini koydum. Hayır göbeğimle özdeşleşti de yani. 1 hafta falan önce sanırım, bıkkınlık geldi amk. 5 yıllık arkadaşım sokakta “ooo biralayf!” diye çağırıyor düşünsene. Makul bi isim de değil mesela, günahlara karşı gerçekten ağır bir beyabinin yanında desen bana biralayf, “bree münafık!” diye çıkışacak ve adama verecek cevabım da yok. E tahsinsungur da çok resmi oluyor abi, kararsız kaldığımdan “@tahsingibi” yaptım bilindik tüm sosyal ağlarımı. Hatta kararsız kalır geri dönerim diye @biralife’ı da parkettim.

Gecenin bir yarısı bu kadar şeyi neden yazdığıma dair bir fikrim yok, ama şu bir gerçek; inanılmaz rahatlıyorum.

Konuyu daha fazla dağıtmadan toparlamak istiyorum, bundan sonra buralara daha sık geleceğim. Güzel şarkılar dinleyin, güzel kitaplar okuyun ve kimsenin siyasi görüşüne, dinine meraklı olmayın, barışı böyle getireceğiz.

Exit mobile version