Tahsin Bey

Tahsin “Bey”in Hikayesi

Bu “bey” ekini her yerde görmeye başladığımdan ve insanların “abi baksana bi, bu beyli site açmış?” mesajlarından ötürü yazmak istedim. Belki de her yerde zaten vardı da bende de var olduğu için daha çok dikkat etmeye başladım, bilmiyorum. Her neyse, neticede bu ekle siteler açılıyor, kimisi gördüğünden açıyor, kimisi yakıştırdığından, kimisinin de benim gibi farklı hikayesi var, bilemezsin. Ben, kendi hikayemi anlatmak istedim biraz. Sanırım bu konuyu yazmak istemem artık blogu gerçekten kişisel blog haline getirmek istememden de kaynaklanıyor gibi. Bu defa konudan sapmıcam.

Nerden geliyor bu Bey?

Sitedeki “bey” eki, bolkafeinde de burada da siteyi aktif ettiğim ilk yazıda belirttiğim gibi twitterdaki ismimden kaynaklı ama kendime kondurmaya (kondurmaya mı denir? yakıştırmaya da olabilir ama tam yakıştırmak da değil) başladığım olay farklı.

23 yaşındayım, 2 üniversite okuyorum, yaklaşık 13 14 yıldır kendimi geçindirmeye çalışıyorum. Gerek sömestr tatillerinde, gerek yaz tatillerinde, gerekse okurken cumartesi/pazar günleri çalıştım hep.

Çalışma sebebim yokluktan değil, babamlar köyün ağasıymış, zenginiz olm. İş hayatını küçük yaşta göreyim, ekmek nasıl kazanılır bileyim, iş hayatına erken atılayım ya da ileride(ne kadar ilerisi bilemiyorum) rahat edeyim diye mahallede arkadaşlarım bilye yuvarlar, taso çevirirken ben işten yorgun argın eve dönüyor oluyordum ve bir bilye yuvarlamaya halim kalmıyordu çoğu zaman. Bunları acındırmak için söylemiyorum olm, tamam o zamanlar çalışıyor olmak koyuyordu tabi sokakta oynayan arkadaşlarını gördükçe ama şimdi öyle bir derdim yok.

Bu arada 11 yıl önce falan çalışmaya başladığım ofiste devam ediyorum hala. Hala katlanıyorlar bana lan. Onlar benden, ben onlardan memnunken haliyle kurulu düzeni bozup yeni heyecanlar aramaya kalkmadım. Boş geçmedi o kadar yılım, sadece ofis işlerini yapmadım. Tek sayılık bir dergi çıkardım, ilkti benim için. Gündem olabilecek etkinlikler yaptık, gazetelere çıktık. Toplantılara katıldık vs. vs. bir sürü iş ama bunların hiçbiri ofisin işleriyle alakalı işler değil, tamamen sosyal sorumluluk gibi düşünülebilecek işler ve tamamen iş dışında olmasına rağmen tüm ofisin destek verdiği işlerdi. Söylediğim gibi, boş geçmedi onca yıl.

Bunca şey oldu, o kadar yıl geçti, ben kendime bir şeyler katarak yoluma devam ettim, söylenenleri yapabildiğimce kulak ardı etmeye çalıştım. Bak şu gerçekten var, bir insanı en derinden yaralayan en yakınıdır. Hiç alakasız bir masada keyfimiz yerinde muhabbetimizi yaparken konu birden iş meselelerine geldi birkaç yıl evvel. Yaptığım işi ve ekstradan yürütmeye çalıştığım projeleri anlatırken birden çok tanıdık bir sesten duydum yıkıcı cümleyi.

Aslında bi bok olamamışım gibi hissettim o an. Bunca yıldır bir insan evladının bile bana “Tahsin Bey” demeyişi bana koymamıştı o lafa kadar. Olm o kadar yaşantı, o kadar bilgi, o kadar koşuşturmaca bi anda gözümün önünden geçti tüm detaylarına kadar ve bir insan evladından o “Tahsin Bey”i duyamamış olmak sanki bi’ hamam böceği silüetine bürünmüştü de kocaman olmuştu(hamam böceklerinden nefret ederim, öldüremem bile, görmeye tahammülüm yok) karşımda. Sanki o güne kadar bir gram saygıyı haketmemişim, bir gram saygı görmemişim, dünyaya en ufak katkısı olmayan zararlı atık maddeymişim gibi hissetmiştim. Çok mu mühimdi bu amk “Bey” eki? Adımın yanına çok mu yakışıyor? Ten rengimle mi çok uyumlu?

Seni bir defa tanımış insanlardaki profilini değiştiremezsin öyle hemen, epey zaman alır bu. O günden sonra tanıştığım insanlardan duymak istedim o “Tahsin Bey”i. Beceremediğimi görünce de kolayına kaçtım işin. Adımın yanına insanların koymasını beklemekten sıkılıp kendim koydum Bey’i. Bi’ yıkıcı cümleye verdiğim en saçma reaksiyondu bu insanlardan bu bey lafını duymaya çalışmak ama kendimce benden bi bok olmayacağını, her şeyin kolayına kaçtığımı ve buna devam edeceğimi düşündüğümden kendime verdiğim bi mesajdı bu. Yani şöyle açıklayayım, kendi kendime yaptığım bir laf sokma, bir aşağılama, bir sübliminal mesaj bu bey.

Bu olayın bendeki yüzünü yazdım. Egoist gibi olacak biraz, en sevmedim şey ama benden görüp de “bey” ekini internet üzerinde kullanmaya çalışan arkadaşlara;

Bu benim kendime gösterdiğim direniş, kendime verdiğim bir mesaj, kendime ettiğim bir küfür, kendime ettiğim bir hakaret. İşin iç yüzü bu, hala kullanmak isteyen varsa inan lafım yok, buyursun kullansın. Kullansın ama hikayesini de bilsin istedim.

Sürç-i lisan ettiysek affola, eyvallah.

Exit mobile version