Tahsin Bey

Tepebaşı Dükü’nden Hayatın “Z Raporu”

Aslında kafamda Deliduman’ın incelemesini yazmak vardı ama Emrah Serbes‘i zaten yeterince tanıttığımı düşündüğümden Tepebaşı Dükü Ali Lidar‘ın Z Raporu‘na öncelik tanımak istedim bu gece.

Starbucks’ın Sodexo’lu müptezellerinden olduğumuzdan kitap alma hevesimiz biraz da D&R’ın “ücretsiz kargo” kampanyalarıyla kabarıyor, itiraf edeyim. Yine bir kampanya gününde kitap siparişi verecekken önerdiler bu kitabı bana, tam benlik olduğundan bahsettiler ofiste. Meraklandım, attım kitabı sepete. Kitabın kapağındaki tek kişilik mütevazi rakı masası bile yetermiş aslında beni tavlamak için. Siparişi onaylamadan evvel Ali Lidar’ın youtube’daki tüm videolarını izlediğimi söylesem çok da yalan sayılmaz sanırım. Öyle bir takıntı var bende, bir yazar bulurum, araştırırım, samimi geliyorsa tüm kitaplarını okurum ve tüm kitapları bitince de yeni yazar bulmaya çekinirim, tuhaf. Her neyse, araştırmalarım sürerken 1 Ses 1 Kitap kanalının Tesirsiz Parçalar’ı seslendirdiği bir bölümüne denk geldim. Videonun sonunda siparişi çoktan onaylamıştım bile.

…ve sanırım yeni takıntım Ali Lidar kitapları olacak Z Raporu’ndan sonra. Kısa kısa hikayeler içeriyor oluşundan ve okurken kendimden de parçalar bulduğumdan ötürü sanırım biraz fazla sevdim kitabı. Özellikle “Resimsiz Gözyaşları” hikayesi. Hikayenin ismi bir aşk hikayesi izlenimi yaratıyor olsa da aslında bir lise öğrencisinin hikayesi. Dünyaya geleli 14 kusur yıl olmuş olmasına rağmen okul kayıtları dahil bir fotoğrafı bile olmayan bir genç adamın hikayesi. Adam, çünkü gerektiğinde okula bile gitmeyip tarlada çalışırken motorun altında can verebiliyor. Bu arada aşka dair hikayeler de var tabii. Resimsiz gözyaşları, etkisinde kaldığım hikayelerden sadece biri. “Hocam Nereden Anladınız?”, “Üçüncü Sınıf Bir Meyhanede Unutulmuş Mektup” vs. gibi diğer hikayeleri okurken de biranızdan iyice bir yudum alabiliyorsunuz. Okurken altını çizdiğim bir bölümü bırakıyorum buraya. Bir dövmeciye gidip o lekeden yaptırasım geldi kitabı okurken.

– Kızı siktir ettim abicim zaten. Mesele o değil. Mesele en güvendiğim, en sevdiğim insanın bile hiç ummadığım bir anda beni aldatabileceğini unutmak istememem. Kiminle olursam olayım, karım bile olsa yanımdaki, her çıplak kaldığımda bu amına kodumun lekesine bakıp kendi kendime diyeceğim ki, ‘unutma lan! Sakın unutma! Herkes herkesi her an aldatabilir. Herkes herkesi her an aldatıyor olabilir. En azından herkes herkesi bir ara aldatır. Lekeye bak ve sakın unutma!’

Kitap toplamda 168 sayfa ve 50ye yakın hikaye içeriyor. Bitse de gitsek kafasıyla okunacak bir kitap değil. Uyumadan evvel veya ağır bir roman okurken rastgele bir hikaye seçip okunabilecek bir kitap. Kitabı okurken her ihtimale karşı yanınızda yörenizde alkol namına bir duble bulundurun, her an sağlam bir yudum almanız gerekebilir, sevgiler.

Exit mobile version