Sezer abi tarafından bu yıl blog yılı olarak ilan edildi, ben de benimsedim ve fikrim değişmeden hemen bir girizgah yapmak istedim. Bu yılın ilk yazısı bu, ilk paragraftan ikaz edeyim, benden beklenilenden daha olumlu bir blog yazısı olacak, ve iddia ediyorum, evrenle anlaşmamın aksine olumlu şeyler yazıp olumlu şeyler yaşayacağım, bu defa geri vites yok.
Bu arada, geçen yıl ile ilgili ne yazdığıma bakayım dedim, en son yeniyıl yazısını 2016’da yazmışım, bana da blogger diyolar ya, neyse. 2020’nin nasıl geçtiğinden bahsedelim, yazının geri kalanı da kendiliğinden şekil alır zaten.
2020’nin ilk 5 ayı askeriyede geçti. Askerken “bugünleri özlersin” dediklerinde siktir çekiyodum ama gerçekten koğuş önünde arkadaşlarla birlikte içilen sigaraların, her sabah taburun karşısındaki Atatürk büstüyle selamlaşıp dertleşmenin, -10 derecelerde nöbette domuz beklemenin kıymetini anlıyorum yeni yeni. Tabur binasını tam da denetim günü köpek dışkısı kokuttuğumdan 1,5 ay yemekhanede çalıştım, bulaşık da yıkadım ve özlemediğim bi’ gün varsa o da yemekhanede geçen 1,5 aydır. Fotoğraftaki arkadaşlarla aynı birliğe düşeceğimizi söyleyip 1 yıl daha askerlik yapmamızı isteseler, saydım tam 4 kişiyi eleyip tamam derdim öyle söyleyim. İsim vermemde bi’ beis yokmuş, sordum ama yine de soyisimlerini yazmayacağım, unutamayacağım efsane komutanlarım oldu, Yüksel Yüzbaşı, Alican Astsubay, Mehmet Astsubay, Uzm.Çvş. Abdullah ve haberciliğini yaptığım efsane de bir tabur komutanımız vardı, O’nun ismini yazmayayım n’olur n’olmaz, zaten 6 aya düşmüş askerliği bizim için daha da kolaylaştırdılar, eğlenceli hale de getirdiler sağolsunlar. Umarım tekrar karşılaşma fırsatımız olur.
Başaramadık abi *
Döndükten sonra bir önceki yazıda üstü kapalı bahsettiğim bir başaramama durumu yaşandı. Askerlikten dönüşümü tamamen başaracağımızı düşünerek planladığımdan 6 ay askerlik dahil 17,5 ay boyunca planladığımız, direndiğimiz ne varsa boşa gitmiş oldu. İkili ilişkilerde pek başarılı olduğum zaten söylenemezdi farkındayım hatta şu yazımda da bahsetmiştim, fakat bu bana da sürpriz oldu. Yalnız, hiçbir şey tesadüf değil. Acı da olsa tatlı da olsa yaşanması gereken şeylerin yaşandığına inanıyorum. “Hayırsızsa da hayırlı kıl” şeklinde dua ederken “sen bahtını, yolunu açık et” diye dua etmeye başlamak tahmin edilebilir ki zor, bu cümleleri yazabilir hale gelmek için neler yaşadığımı anlatsam Zeki Demirkubuz’la filmini çekeriz abartmıyorum, yine de herkesin hakkında hayırlısı.
15 yıl boyunca çalıştığım iş yerimden ayrıldım, 15 yıllık işyerimde de birlikte çalıştığımız fakat sonradan ayrılıp kendi ofisini kuran NeriBran’a selam olsun, kapılarını açtığı ofisinde 5. ayım bitecek. 30 Ekim İzmir depremini de birlikte yaşadık. Yıkılma kararı alınan ofisimizi tahliye edip mecburi evden çalışma kararı aldığımızdan 2 gün sonra da Kovid-19’a yakalandık ailecek. Hastalığı hane içine kimin taşıdığı konusu hala belirsiz, suçu birbirimize atıyoruz nasılsa atlattık diye kimse de “ben değildim aq” demiyor.
Tasarımın fiziksel yanıyla ilgili baskılı hoodie üretme fikrine kalkıştım ek iş olarak, altyapıyı hazırlayıp fikir aşamasını tamamen oturtmama rağmen yolunda olmayan şeylerin olduğunu farkedip planı ertelemek zorunda kaldım. Bu bende birtakım aydınlanmalara, farkındalıklara sebep oldu. Bir işi yapma planı kafada oluşmaya başladığı anda “tek kişi” olarak yola çıkmam gerektiğini öğrendim. Plan program yaptığımız kişi/kişiler dışında gelişebilen başka mevzular bazı caymalara sebep olabiliyor. O yüzden iş yaptığım sayfamda da bahsettiğim dükkan.tahsinbey olayı bir süreliğine daha bekleyecek. Ne zaman ki gerekli tüm işleri tek başıma halledebildiğimi gördüm, o zaman kendinize özel tasarımlara sahip baskılı ürünlerin siparişini verebileceksiniz. Bi’ yandan da sayfayı aktif tutmaya ve kendimi çizim/tasarım konusunda paslanmaktan korumaya da çalışıyorum, örnek görsel ektedir:
2020 yılında hatırladığım yaşantımı özet geçtim, unuttuğum ne varsa twitterdan ya da önceki blog yazılarında bahsetmişimdir. Yavaş yavaş 2021’i planlamaya başlamıştım aslında, yavaş yavaş dediğim de 4 5 gün öncesi.
2021’den ne alacağım
2021’den bir beklentim yok, şahsen kendim 2021 içinden alacağım şeyleri ve hayatımın geri kalanı için planladığım birkaç şeyi anlatacağım. Birincil hedef, kabul edilebilir hedefler koymak.
- Başta da belirttiğim gibi 2021’i blog yılı ilan ettik ve Sezer abinin ilgili yazısında da bahsettiği gibi genel anlamda “blog” konusunda epey hareketli geçecek. Hatta yıl içerisinde aldığım diğer tasarım işlerinden ve maaşlı iş yerimden bulduğum vakitlerde tahsinbey için yeni bir tasarım yapacağım.
- 1 dakikalık kısa videolardan oluşsa bile YouTube’u aktif kullanmak gibi bir planım var.
- Çizim ve tasarım konusunda zaten, dinlediğiniz rap müzisyenlerinin bi’ kısmına kapak tasarımı hazırlıyorum, çizimler, logolar yapıyorum. Bunların daha da dışına çıkarak poster yapılabilecek tasarımlar hazırlamak istiyorum. Satışa sunamasam bile kendime özgü tasarım tişörtümü/hoodiemi üzerimde görmek istiyorum, hatta karikatür dahi hazırlamak istiyorum. Umarım başarabilirim.
- İmkanlar dahilinde yazarak anlattığım dertlerimi müzikle de anlatabilir hale gelmek istiyorum. Yıl içerisinde en az bir parça çıkarmak niyetindeyim, Pena yine destek atarsa klip bile çekebiliriz, işleri yoğun olursa da kendim telefonla çekip kurgulayacağım. Halihazırda çekip kurguladığım bir klip zaten var fakat acemiliğimize ve aceleciliğimize geldiği için bloga yerleştirmedim, merak eden varsa yalnızca çekip kurguladığım, renklendirmesini başkasının yaptığı Milis’in videosunu izleyebilir.
- Grafik tasarım ve kodlama işlerinden de hatrı sayılır düzeyde para kazanmak gibi bir niyetim var. Hatta Pena’nın cv’me koyabileceğim, içime sineceğine inandığım web sitesine başladım bile, umarım onu da yakın zamanda aktif ederiz.
- 2021 yılı içerisinde her ay 2 kilo vereceğim. Bunun için düzenli yürüyüşse yürüyüş, sporsa spor, yemekse yemek, ne gerekiyorsa yapacağım çünkü göbeğim artık benimle sohbete bile başladı.
- Papağan olur, balık olur yeni bir evcil hayvanı kendime arkadaş edinmek istiyorum. Bu defa intiharına meyil vermeyeceğim.
- Olur da yapamazsam diye pek yazmak istemedim ama aylardır sözünü ettiğim podcast olayında da bi’ girizgah yapmak istiyorum artık.
- Yemek yapmayı da öğrenmek istiyorum artık. Birkaç gündür evde tek başımayım, sucuklu yumurta yaparken yumurtanın kabuklarını tavaya düşürdüm amk. Ama finali güzeldi, niyetim temiz bir şekilde güzel demeyeyim de yenilebilir tatta yemekler yapmak. Sen yaparsın lan Tahsin!
- Yaptığım işlerde yeniyıla kadar bira fiyatlarını baz alarak teklif sunuyodum, artık viski fiyatlarıyla hareket edeceğiz, tadı daha güzel, daha uğraşsız ve daha ucuza geliyor olm ya.
- Karakter meselesi olarak da ne yaşadıysam içimde kalacak. Fazla açık yara, insanların gözünde acınacak hale getiriyor. Kan kusarız da şarap içtik deriz lan!
- Talihsizliğin, şanssızlığın aslında ağızdan çıkan kelimelerden oluştuğunu öğrendim. Önceki yazımda da bahsettiğim gibi artık bu durumu lehime kullanmak istiyorum. Her ne kadar kargo konusunda hala talihsizlik yaşasam da kader motifi denen şeyi kendi isteklerime göre şekillendireceğim.
Bir de 2021 dışında yaşamımın geneli için kendime koyduğum bir hedef var, onu da 35 yaşımda yani takriben 2029 yılında hep birlikte bu blogdan okuruz. Başarılı olursam zaten paylaşırım da başarısız olma ihtimalimi düşünmek bile istemiyorum. Planlarınızdan insanlara ne kadar bahsederseniz, sanki gerçekleşiyormuş hissine kapılıp yaptığınız plan için çabalamayı aynı doğrultuda bırakıyorsunuz. O yüzden, en geç 2029’da bi’ blog yazısı daha gelecek 👌
Şimdi bakayım dedim 1000 kelimeye yakın kelime harcamışım bu paragrafa kadar, “kim okuyacak aq” diyip yazıyı komple silmeden evvel yayına almaya bakayım. Çok yakında tekrar görüşelim isterim, sanırım bu biraz bana bağlı. Tüm olumsuzlukların farkındayım ve en kısa zamanda halledicem. Yakın zamanda tekrar görüşmek üzere.
Eyvalla!