Yazının başlığına henüz karar veremedim. Muhtemelen yazı bittiğinde atarım başlığı, o yüzden hiç bozmadan devam edeyim.
Uzun zamandır blogu boşlamamın sebebi (yaklaşık 1 yıldır) yeni tasarım yapmaya çalışmamdı. Bir önceki temam (Newspaper teması) sitenin ihtiyaçlarını gayet iyi karşılıyordu fakat dışarıya fazla bağımlıydı. Birden fazla eklentiye bağlı oluşu canımı sıkıyordu. Lisansı bir arkadaşımla ortak aldığımızdan tema düzenini oturtan eklentiye sadece birimizin giriş yapması gerekiyordu, giriş yapamayanın da “Yeni Yazı Ekle” ekranında sürekli bu eklentiden uyarılar beliriyordu. Ben de dışarıya bağımlı olmayı pek sevmediğimden ve artık kendi tasarımımı kullanmak istememden ötürü şuan gördüğünüz tasarımı bitirene kadar bu bloga tanıtımlar hariç tek bir içerik girmeyeceğime dair kural koydum kendime (hoş, dayanamayıp bozdum bir defaya mahsus). Dileyen twite gitmek için buraya tıklayabilir.
Yaklaşık 1 yıl evvel başladığım tasarım bu değildi. Tasarımı şu anki hale getirene kadar 6 7 versiyon eskittim. Web tasarımı için çizim yapmayı beceremediğimden direkt olarak modülleri istediğim tarzda kodlamaya giriştim. Aklına farklı bir stil geldiğinde Photoshop açıp nasıl durduğunu çizim yaparak görmek yerine kod yazarak görmeyi kim tercih eder bilemiyorum ama tamamen bu mantıkla ortaya çıktı BeyPress. Haliyle belki 1 ayda bitecek tasarım 1 yıl sonra çıktı piyasaya. Çıkmış olmasına rağmen eksikleri elbette olacak, onlar için de iletişim sayfasını kullanarak veya yorum yoluyla bana bildirirseniz bir şekilde icabına bakarız diye düşünüyorum.
Temayı hazırlarken nelere dikkat ettiğimden bahsetmek istiyorum çünkü yeni nesil blogculukla ilgili arkadaşların gözü tasarımı muhtemelen bi’yerlerden ısırıyordur. Şu zamana kadar açtığım bloglarda aşağı yukarı hep aynı düzende temalar kullandım, kendi gözümde alışılmışın dışında bir tasarım hazırlamak istedim, insanlar bloga girerken “tahsinbey.com diye geldik ama bura nere lan” desin istedim. Bunu yaparken de son yazdığım yazıyı insanların gözüne sokayım, diğer yazıları da hep aynı düzende tutmayayım diye düşündüm. O yüzden anasayfada içerik için 3 farklı blok göreceksiniz.
Dikkat ettiğim bir nokta daha var, insanların artık blogları takip etmediğini, blog yazılarını takip edebilecekleri tek platformun Medium olduğunu ve Medium’da olduğu gibi sade bir alanda yazı okumak isteyeceklerini düşündüğümden içerik alanını elimden geldiğince Medium’la dengede tutmaya çalıştım. Gereksiz alanlar açıp okurun gözünü korkutmamak istedim. Hakkımda sayfasını hazırlarken ilgilendiğim alanlardan, kendimden bahsetmek ve neyi ne kadar yapabildiğimi beni merak edenlere de aktarmak istedim. Bu sadeliği diğer sayfalarda da korumaya çalıştım fakat ne kadar becerebildiğim konusu tartışılır.
Biraz da temada kimlerin emeği var onlardan bahsedeyim. Şu zamana kadar yaptığım tüm tasarımları herhangi ders izlemeden, sadece 2011/2012 yıllarında Emir’in birkaç saatini ayırıp anlattığı html/css bilgimle halletmeye çalışıyordum. Sonrasında bootstrap kullanmaya başladım fakat bu defa böyle bir framework kullanmak istemediğimden araştırmalar yaparken Html/Css Öğreniyoruz derslerine denk geldim. Bilmediğim çok şey varmış, yeni şeyler öğrendim, yanlış bildiğim çok şey varmış, doğrularını gösterdi. Haberi olmasa da Adem İlter‘in katkısı çok büyük bu tema üzerinde. Sonrasında, “Daha Fazla Yükle” diyerek yeni yazılar çağırabileceğiniz butonun arkaplandaki mimarı Sezer reyiz. Yakın zaman içerisinde farklı hareketlerle de blogda görebileceğiniz Tahsin Bey PixelArt çiziminin sahibi HaytHuyt. Fikirleriyle, yardımlarıyla, destekleriyle yanımda olan kafa ekibine(bu arada sezer abi hala bize neyin kafası olduğunu söylemedi) ve hatırlayamadığım ama destek olduğunu düşünen herkese teşekkürlerimi sunuyorum.
Tasarım da tamamlandığına göre artık başka bahanem kalmadı, bundan sonra elimden geldiğince buralardayım. Tasarım hakkında görüşlerinizi bildirirseniz benim açımdan hoş olur. Diğer yazılarda görüşmek üzere, eyvallah.