Büyüdü: tahsinbey 2 yaşında!
Bu blogu açalı 2 yıl olmuş ve bunu facebook’un hatırlatmasıyla farkediyorum, bloga olan über ilgim gözlerimi yaşartıyor zaman zaman ki birinci yaş yazısı olmayan bir bloga ikinci yılı için yazı hazırlıyorum, lan olm Tahsin ya…
2 sene evvel bugün kurtarmışım bu siteyi Megacıların elinden. Dönen geyikler o sıralarda her ne kadar canımı sıktıysa da zaman zaman gülümsememe sebep olmuyor değil. O güne kısaca gözatmak isteyen olursa şöyle buyursun.
Mevzu eskidiğine göre rahatlıkla söyleyebilirim; turşucuların elinden kurtardım bu siteyi. Temeli sağlam bir hikaye üzerine kurdum bu blogu, risk aldım, her köşesini özenerek hazırladım, yeri geldi sinir oldum, küfrettim, yeri geldi ağlama duvarım oldu, ah bir de yeri gelseydi de mutluluğumu yazsaydım şuraya iki satır da olmadı amınakoyayım, sağlık olsun.
Peki ben buraya nasıl geldim? 2008 2009 yıllarında başladım blog yazmaya. Ergen bir blog yazarının yazabileceği kadar saçmaladım o dönemde. Lise dönemiydi, maddi durumum sitenin hostunu/domainini karşılayamadığından ilk blogum maksimum 1 yıl dayanabildi. Sonrasında blog ve diğer sitelerden edindiğim sanal dostlarımdan biri bir blog hediye etmişti bana. Ona da 2 yıl bağlı kalabildim. Sonrasında birtakım düzenlemelerle alternatiflerinden daha güzel hale getirdiğim Arthemia teması sayesinde 4 yıl boyunca içimi döktüğüm tahsinsungur.com’u açtım. Elde olmayan ve hala akla mantığa sığdıramadığım teknik sıkıntılar yüzünden orayı da bırakıp birçoğunuzun bildiği, belki de beni tanımasına vesile olduğu bolkafein.com’u açtım. Siteyi kahve üzerine kurmanın çok da mantıklı bir hareket olmadığını açtıktan çok sonra farkettim. Sitenin içeriğini, rengini, özetle her şeyini etkileyeceği başlarda hiç aklıma gelmemişti. Bunu farkettiğimde sitenin yılı dolmak üzereydi, hatanın bi’ yerinden döndüm sonuç olarak, kardayım. Aralarda açtığım kısa süreli blogları saymazsak burası benim 5. evim. Umarım burayı da yıkıp yenisini inşa etmek zorunda kalmam.
Sonuç olarak hep bir şekilde yazacak bir yer buldum. Bulmasam n’olurdu, yazmaya ne sevk etti beni, nasıl giriştim blog işine bilmiyorum ama blog diye bir şey iyi ki var. Yazmasaydım delirir miydim, yoksa yazdıkça mı delirdim bu ara bu soruların cevabını arıyorum ama umarım içinde bulunduğum durum bir yol değil bir sonuçtur, çünkü yolsa çekilecek gibi değil pek. Neyse bunu sonra bilahare tartışırız.
Bu yola tek başıma çıkmış olsam da yolda çok değerli insanlar gördüm lan. Birinin ismini saysam diğerinin hatrı kalacak, hepsini yazmam da pek mümkün değil. Emir’inden tut Anarschi’sine, Kafa’sından tut Lacivert’ine, Bidüşün’ünden tut yEmre’sine, Egonomik’inden Suskumru’suna, Pinquitte’inden Bir Deli Mavi’sine… Tutup sayamadığım nicesi var, hepiniz iyi ki varsınız lan.
En önemlisi…
Her nerede okuyor ve “ne diyo bu amk malı” diye sorguluyorsan…
Sen iyi ki varsın canım okur.
Başka yazılarda da dertleşmek üzere,
…eyvalla!
Mürüvetini de görürüz inş… Tahsinbey adının nasıl bir hikâyesi olabilir diye baktım ciddi ciddi bildiğin adın ve bey lakabını birleştirmişsin olm işte…
derine…. derine daha derineee…
Sende iyiki varsın Tahsin ağabey. Arada bi gel böyle ama kalıcı olarak gitme bee. Üzülürüm
Tamamen gidemem olm, sizin için değil kendim için gidemem..
Biz seninle yıllardır temaya takmaktan kaybettik ve belki de bunca isim değiştirmekten :)
Kaybetmekten kasıt işim muhabbeti elbet, tanışılan onca güzel insan ve muhabbet kafi gelir her şeye.
Daha nice yıllarda blog yazmaya devam edeliyor ve muhabbet edebiliyor olmak dileğiyle kardeşlik :)
Umarım son bloglarımız olur buralar, umarım alternatifleri türese de bizleri yaşatırlar, umarım muhabbetimize gelmeye devam ederler… :)
İyi ki kaleminiz, iyi ki sohbetiniz var sayın Sungur:)
Ve İyi ki…
Desteğin, objektifin, muhabbetinle iyi ki varsın :)
Görüşmek üzere…
Tahsin, umarım 20 yaşını da buradan kutlarız. Samimi yazış şekline bayılıyorum. O yüzden daha sık yaz ki sürekli ziyarete gelelim.
Yazıp yazıp sildiklerimi silmeme kararı aldım artık, umarım daha sık görüşürüz Timur, teşekkür ederim :)
Daha ne 2 yıllarını görürüz inşallah abi. Nice yıllara :)
Eyvallah Ahmet, umarım bol 2ler görürüz :)
Daha nice güzel yıllar olur paşam takılma. Bence cuk oturdu bu isim. Böylede devam eder diye düşünüyorum. Bey yaptık seni bu imajla uzun yıllar devam et inşAllah. Sevgiler..
Güzel dileğin, desteğin için teşekkürler abi, sevgiler…
“Ben seni severim sevmesine de toplum buna hazır değil” diye giriş yapmak istedim. Konuyla alakası yok ama güzel dizeler bence. Öte yandan “İyi ki var” sıfatı sana da çok yakışıyor. Temanı çok beğendim, böylesi iyi aferin Tahsin’ e :)
nükleer denemeler, kyoto sözleşmesi, küresel ısınma falan… hiç gereği yok şimdi başımıza iş açmayalım abi, iyi ki var sıfatını sen gibi güzel dostlar uygun gördüklerinde mahcubiyetle ve gururla taşıyorum. çok teşekkürler Çağrı Bey Ağabeyciğim :)
bundan da sıkılırsın sen :) blog yaşın kutlu olsun
deme öyle deme, sıkılmayım artık… eyvallah :)
Blog içeriği nedir? Blog yazarlığı nasıl yapılır? Ve buna benzer birçok soruyu Tahsin Sungur’dan öğrenmemiz gerektiğine inanıyorum.
Geçmiş zamanları hatırlıyorum da, sizlerin (İsmailin tasarımı da dahil) hep tasarımına özendiğim ve tasarımın aynısını yaptıktan sonra “abi kim uğraşacak yazmakla” diyerek vazgeçtiğim kişisel bloğumu bu yıl bitmeden yeniden aktif etme planları içerisine giriyorum :)
Senin de, bloğunun da ömrü uzun olsun güzel insan.
Teşekkürler dostum, sağolasın :)
Neredeyse aynı zamanlarda başlamışız. Tebrik ederim nice senelere.
teşekkürler Görkem
Bilog yazmak eğlencelidir. Kafa dağıtır ve şanslıysanız para dahi kazanabilirsiniz. Enerjiniz daim olsun.. Benim yaşım 41 tabi. Hal böyle olunca gençlerin arasına karışıp kaynaşamıyorum.
Estağfurullah, sohbet muhabbet elimden geldiğince yardımlaşma her türlü konuya müsait olduğum kadarıyla açığım abi. Buyursunlar :)